Dantel | Konular | Kitaplar

Dantel ve Oya

Dantel ve Oya

Ebru sanatı nedir?

Kâğıt süsleme sanatlarının en önemlilerinden biri... Bütün Osmanlı sanatlarında olduğu gibi usta-çırak usulü ile öğrenilen ve sanatçının iradesi dışında birçok değişkenden etkilenen bir sanattır.

Ebru; renklerin suyla dansının yarattığı bir ahenktir aslında. Bazı kaynaklar ebrunun, yüz suyu anlamına gelen "ab-ı ru" sözcüğünden, bazı kaynaklar ise Orta Asya dillerinden Çağatayca'da hareli görünüm, damarlı kumaş ya da kağıt anlamına gelen "ebre"den geldiğini söylese de en yaygın kanı, kelimenin kökeninin Farsça; bulutumsu, bulut gibi anlamına gelen "ebri" den gelmekte olduğudur. Her ne şekilde isimlendirilse isimlendirilsin insanlara da isim olan ebru, gizemli bir ahenk taşıyor.

Zorlu ve emek isteyen bir sanat olan ebru, geri dönüşü olmayan, tekrarı olmayan, çok değişkenli bir sanattır.

Birçok eski eserde süsleme amacıyla kullanılan ebru, geleneksel el sanatlarımızdan olmasına rağmen yakın zamana kadar unutulma tehlikesi ile karşı karşıyaydı. Dünya çapında çeşitli milletler tarafından sahiplenmeye başlanmış, bazı ülkelerde ebru yapımı sırasında kullanılan malzemeleri üreten firmalar boy göstermişti.

Evliliğe adım adım: Söz ve nişan hazırlıkları

Hayatınızın en önemli kararının ilk adımını atıyorsunuz. Bir anda kendinizi tatlı ve heyecanlı bir koşuşturmanın içinde bulacaksınız. Bu koşuşturma içinde eğer iyi bir plan yapabilirseniz, bu zorlukları rahatlıkla atlatabilirsiniz.

Her şey, öncelikle ‘kız istemek’ ile başlar... Genel olarak kız isteme merasimi kız tarafının evinde yapılır. Ailenin erkek tarafından büyüğü veya ailenin değer verdiği kişi, kızı ailesinden ”Allah’ın emri, Peygamberin kavliyle ister.” Hemen ardından söz kahveleri ikram edilir. Genç çifte yüzükler takılırken, geleneksel bir konuşma yapılıp kurdele kesilir. Hatta bekarlara kurdeleden birer parça kesilerek verilir. Kurdele ne kadar kısa ise evlenme o kadar yakın zamanda gerçekleşir diye de bir rivayet vardır.

Bu tip merasimlerde bir takım tecrübesizliklerden kaynaklanan yanlış anlamalar ve alınganlıklar olabilir. Mümkün mertebe olayları alttan alarak, sakince çözümlenmesini sağlamalısınız. Unutmayın ki düşüncesizce yapılan davranışlar ömür boyu süren kırgınlıklar ve küskünlükler yaratır.

Kumaşa Desen Geçirme Teknikleri

Özellikle el sanatları boyama nakış vs yaparken deseni kumaşa geçirme,yapılan işin güzel ve kaliteli olmasındaki en önemli etkenlerden biridir. Kumaşa düzgün olarak geçirilmeyen bir desenin düzgün bir şekilde işlenmesi yapılması mümkün değildir.

Deseni, kumaş cinsi ve işleme tekniği göz önüne alınarak değişik teknikler yardımı ile kumaşa geçirmek mümkündür.

İşlemede kullanılan desen geçirme teknikleri şu şekilde sıralanabilir.

1. Deseni Çizerek Kumaşa Geçirmek: Bu çizim tekniği özellikle açık renk, tüysüz ve düzgün dokunuşlu kumaşlarda başarı ile uygulanır. Keten, poplin, terikoton, patiska, opal, terilen, yün tela, ödemiş ipeği vb. kumaşlar örnek olarak verilebilir.Bu kumaşlarda deseni kumaşın üzerine koyarak çizeriz. Ayrıca şifon, organze, organtin, tül gibi yumuşak, ince ve şeffaf kumaşlarda deseni kumaşın altına koyarak çizebiliriz.

Tel Kırma Nasıl Yapılır?

BARTIN OTANTİĞİ TEL KIRMA

Bartın isi Tel Kırma'nın gelişimine ilişkin billgiler somut verilerin ve yazılı kaynakların kısırlığı yüzünden oldukça yetersizdir. Araştırmalara göre 1890-1900 yılları arasında ilk defa görülmüş olup ilk tel kırma işi nin Bartın'ın Asma mahallesinde oturan ve Katip kızı adıyla anılan Hatice Ağaçkıran tarafından yapıldığı sanılmaktadır.

Tel Kırma, yöre halkının kendine özgü sanat anlayışı ile yoğrulup yörenin vazgeçilmez bir otantiği haline gel mistir. Tel Kırma halk arasında çok güzel çağrışımlarla Halk Ozanlarının mısralarında yöresel yaşantılarını dile getirmiştir. Tel Kırma yöre halkının zevkini, düşüncesini, duygularını ve doğayla bütünleşmesini günümüze taşı mıştır. Zamanla iç ve dış turizmin gelişmesi sonucu yöreye gelen yerli ve yabancı turistlerin Tel Kırmaya büyük ilgi gösterdikleri görülmüştür. Tel Kırma, kompozisyon ve desenlerinde 18. ve 19. y.y ilk örneklerinden başlayarak sürekli değişme görülmektedir. Bir çokyerde olduğu gibi Bartın'da da evlenme çok önceleri mahalli geleneklere göre yapılırdı. Bartın'ın mahalli düğün kıyafetlerini giymiş genç kızlar, gelin evinde tertip edilmiş yüksek bir yere yan yana oturup mahalli kıyafetlerini sergilerlerdi. Kızların giydikleri elbiseleri us kufa, yelek, şalvar, çatku ve kepten ibarettir. Uskufa -yelek belden üstünü örter ve işlemelidir. Kızın başını örten tel yazmasıdır.

Kurdele nakışı nasıl yapılır?

Kurdele nakışı, son günlerin en çok ilgi gören ve popüler olan uğraşılarının başında gelmektedir. Maharetli ellerin ürettiği birbirinden güzel, rengarenk, pırıl pırıl, ipek ya da organze kurdelelerle yapılan çiçek motifleri, iğnenin ve kurdelenin geçtiği her türlü zemine uygulanabilmektedir Kurdele nakışı ile yapılan menekşeler, laleler, gelincikler, mineler üslendiği alanları sanki doğanın sihirli eli değmişçesine güzelleştirerek, zenginleştirmektedir Kurdele nakışının kullanım alanı çok geniştir. Bu nakış ile etek, pantolon, gömlek, elbise, mont gibi pek çok giysi süslenebilmekte, özellikle bebek giysilerinde bu nakışlar daha şirin ve göz alıcı durmaktadır Kurdele nakışı ile masa-sehpa-yatak örtüleri, çantalar, tablolar, panolar da yapabilmektedir Ayrıca kurdele nakışı basit el nakışı ve boncuk süslemeleriyle farklı görünümler oluşturulmaktadır Kısacası aklınızın, hayalinizin sınırları nereye kadar uzanıyorsa, bu nakışı kullanmakta o kadar özgürsünüz demektir. Çiçek motifleri katmak istediğiniz her yerde kurdele nakışını kullanabilir ve ortaya çıkan güzel sonuç ile insan ruhuna yaşama sevinci veren görüntüler oluşturabilirsiniz.

Mum Nasıl Yapılır?

Mum dökmeye başlamadan önce uygun bir çalışma alanı hazırlanmalıdır. Yangın tehlikesi olmayan ve küçük çocukların uzak duracağı mekanlar seçilmelidir.

2) Kalıbın hazırlanması

Parafin mum kalıbının altında bulunan delikten sızma yapabilir. Bu nedenle kalıbın fitil deliğinin cam macunu ile tıkanması gerekmektedir.

Mumun kalıba yapışmasını önlemek amacıyla kalıp ayırıcı (özel yağ, yoksa arap sabunu) kullanılmalıdır. Kalıbın içi iyice yağlanmalıdır Ancak yağlar damlacık halinde kalmamalıdır.

Fitil kalıbın altındaki delikten yukarıya doğru geçirilerek kalıbın altından birkaç santim uzun bırakılmalıdır.

Sedef Sanatı

Sedefkârlar, ince marangozluk işleri yapan kişilerdi Bunlar sedef, fildişi, kemik ve benzeri maddeleri ustaca kullanarak çeşitli eşyalar yaparlardı. Sedefçiler ise yalnızca sedefi işleyen kişilerdi. Yani sedefçiler zanaatçı, sedefkârlar ise sanatçı idi. Osmanlı Devletinde mimarlar ilk önce sedefkârlık eğitimi görür, sonra mimar olurlardı. Mimar Sinan ile mimar Mehmet Ağa da bu öğrenimi alıp mimar olan ünlü kişilerdi Evliya Çelebi, 4 Murat döneminde sedefkârların 100 dükkân 500 kişi, pirlerinin ise Şuayb-Hindi olduğunu yazar Sedef, renklerinin albenisi, işlenebilme özelliği ve gökkuşağının tüm renklerini yansıtmasıyla ilgi çekmiş, Sümerlerden beri çeşitli amaçlarla kullanılmıştır. Sedefçilik doruk noktasına Osmanlı döneminde ulaşmış, en özgün örnekleri bu dönemde verilmiştir. Edirne’deki 2 Beyazıt Cami kapı kanatları, bir rivayete göre Fatih Sultan Mehmet’in som sedeften yapılan tabutu, 3 Murat’ın Ayasofya’daki türbesinin kapı kanatları, Sultan Ahmet Camii’nin pencere ve cümle kapılarının kanatları, Balıkesir’deki Zağanospaşa Camii’nin kapı kanatları, mimari yapılarda kullanılan sedef işçiliğinin en görkemli örneklerini oluşturmaktadır.

Cam Süsleme Sanatı Nasıl Yapılır?

Önceleri hep büyük mimari yapılarda rastlardık bu süsleme sanatına. Çok özel ve o büyük yapılara dair birşeydi sanki, onlara özeldi. Camilerin pencerelerindeki o rengarenk camlardı bize göz kırpan, baktıran veya önemli bir mekanın paravanıydı, tablosuydu, aynasıydı.

Size neler çağrıştırıyor pek de bilinmez ama hep geçmiştir nedense aklınıza gelen, öyle değil mi?

Cam süsleme (Vitray) sanatının gelişimi

Cam süsleme sanatı, çok eski zamanlardan beri bilinmektedir Antik Çağ'a kadar bu sanat kullanılıyordu. Cam süsleme sanatı aslen Doğu Akdeniz'den gelmektedir O zamanlarda da cam üretimi yapılıyordu. Kalın ve küçük boyuttaki camlar, mermerler, bronzlar ve küçük cam parçaları ile birlikte bu sanat ortaya çıktı En eski boyalı vitray örnekleri 9 ve 10yy'da bulunmuştur. Daha sonra vitray gotik mimarlığının yayılmasına koşut bir gelişme göstermiştir.